İstanbul, Türkiye — Avrasya lojistiğini yeniden şekillendirebilecek tarihi bir gelişmede, Çinli bir taşımacılık şirketi Çin’den Türkiye’ye ilk doğrudan TIR (Transports Internationaux Routiers) yolculuğunu tamamladı. Bu adım, geleneksel taşımacılık sürelerini neredeyse yarı yarıya düşürdü.
Otomobil parçaları taşıyan öncü kamyon, Çin’in batı sınırındaki Horgos’tan hareket etti, Kazakistan üzerinden geçerek Kuryk Limanı’ndan Hazar Denizi’ni aştı, Azerbaycan ve Gürcistan rotasını izledi ve yalnızca 19 gün içinde İstanbul’a ulaştı. Oysa benzer bir yükün denizyoluyla taşınması, çıkış limanına ve liman yoğunluğuna bağlı olarak genellikle 30 ila 40 gün sürmektedir.
Türkiye Avrasya’nın Transit Merkezi Konumunda
Sektör uzmanları bu gelişmenin, Türkiye’nin Doğu ile Batı’yı birbirine bağlayan lojistik merkez rolünü giderek güçlendirdiğini belirtiyor.
“Bu yalnızca teknik bir atılım değil, stratejik bir dönüm noktasıdır” dedi Türkiye Kamyon Sahipleri ve Şoförleri Derneği sözcüsü. “Transit süresinin %50’ye yakın kısalması, ticaretin rekabet gücünü artırıyor ve Türkiye’yi küresel tedarik zincirlerinde merkezi bir geçit konumuna getiriyor.”
Yolculuk, Çin–Türkiye Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Anlaşması kapsamında gerçekleştirildi ve TIR sistemi sayesinde karayolu, denizyolu ve karayolunun birleştiği multimodal taşımacılığın uygulanabilirliğini ortaya koydu.
TIR Yolculuğu Neden Önemli?
Birleşmiş Milletler gözetiminde ve Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) tarafından yönetilen TIR sistemi, yüklerin mühürlü kaplarda sınırlar arasında minimum gümrük müdahalesiyle taşınmasına imkân tanır.
- Verimlilik: Daha hızlı ve basitleştirilmiş sınır geçişleri.
- Maliyet Tasarrufu: Daha az bekleme süresi ve daha az idari engel.
- Güvenlik: Katılımcı ülkelerde gümrük güvencesiyle kontrol edilen taşımacılık.
- Bağlantı: Çin’in TIR ağı 30’dan fazla Avrasya ülkesine ulaşmakta olup, denizyoluna kıyasla %80’e kadar daha hızlı ve %50 daha ucuz güzergâhlar sunmaktadır.
Türkiye İçin Fırsatlar ve Zorluklar
Bu ilk Çin–Türkiye TIR sevkiyatının başarısı, Türkiye açısından hem fırsatları hem de zorlukları ortaya koyuyor:
- Ekonomik Kazançlar: Yeni transit akışları lojistik sektörünü canlandırabilir, ticareti genişletebilir ve Türk taşımacıları ile sürücüler için yeni istihdam yaratabilir.
- Altyapı İhtiyaçları: Tam potansiyelin kullanılabilmesi için Türkiye’nin sınır verimliliğini, lojistik merkezlerini, gümrüklü depolarını ve karayolu ağlarını güçlendirmesi gerekmektedir.
- Politika Uyumlaştırması: Kazakistan, Azerbaycan ve Gürcistan ile gümrük ve sınır ötesi iş birliğinin uyumlaştırılması, uzun vadeli koridor güvenilirliği için kritik önem taşır.
- Risk Yönetimi: Jeopolitik riskler, sigorta sorunları ve olası düzenleyici gecikmeler dikkatle yönetilmesi gereken konular arasında yer almaktadır.
Türkiye Kamyon Sahipleri ve Şoförleri Derneği’nin Rolü
Türkiye Kamyon Sahipleri ve Şoförleri Derneği, Türk taşımacılarının bu değişimden en iyi şekilde faydalanabilmesi için sektör paydaşlarıyla yakın iş birliği yapacağını açıkladı. Öncelikler arasında şunlar yer alıyor:
- Üyelerin uluslararası karayolu taşımacılığı ve TIR mevzuatı konusunda eğitilmesi.
- Gümrüklerin modernizasyonu ve altyapı yatırımları için savunuculuk.
- Türk taşımacılar ile Çinli, Kazak ve Azerbaycanlı firmalar arasında ortaklıkların kolaylaştırılması.
- Yük görünürlüğü ve tedarik zinciri verimliliği için dijital araçların teşvik edilmesi.
Geleceğe Bakış
Bu ilk yolculuğun başarıyla tamamlanmasının ardından, Çinli taşımacıların Türkiye koridorunu daha fazla kullanması bekleniyor. Bu gelişme, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’deki lojistik merkezlerini Avrasya karayolu ticaretinde merkezi bir noktaya taşıyabilir.
“Bu sadece bir başlangıç” diye ekledi Türkiye Kamyon Sahipleri ve Şoförleri Derneği sözcüsü. “Türkiye’nin coğrafyası her zaman kıtaları birbirine bağlayan bir köprü olmuştur. Şimdi TIR sistemi ve yeni koridorlarla Türkiye, modern Avrasya lojistiğinin kalbi olma fırsatına sahip.”